ESENÇAY KONAKLARI

Karadeniz evleri ve konakları, iklimin çok yağışlı ve nispeten ılık olması nedeniyle ahşaptan yapılmıştır. Bu nedenledir Karadeniz'in ahşap evleri önemini korur. Ancak gelişen teknoloji ile yerini kısmen beton, kısmen ahşap olan, karkaç denilen tekniğe bırakmıştır. Karkaç tekniğiyle yapılan evlerin çoğu,plansız ve gelişi güzeldir. Üstelik günlük ihtiyaçlara yanıt vermesine dikkat edilmez, hatta ihtiyaç duyulan dam, oda, çardak binaya sonradan ilave edilir. Karadeniz evlerinde, ataerkil aile düzenine uygun bir plan tarzının uygulandığı söylenebilir. Örneğin Karadeniz evlerinde kayınbaba ve kaynananın kalabileceği bir oda bulunur. Bu odalarda divan adı verilen bir yükselti yer alır. Divan, gündüzleri oturmak, akşamları ise yatak serilerek uyumak amacıyla kullanılan ahşap yükseltidir. Divanı bütün Karadeniz evlerinde görmek mümkündür.

   Karadeniz konakları en az iki kat olarak inşa edilir ve dikdörtgen plan kullanılır. Bunun yanında kare planlı, tek odalı, çardaklı, düz damlı ev tipleri de vardır. 21. yüzyıla çeyrek asır kala Anadolu'da Hititler devrinde de kullanılan ahşap mimari, hâlâ yaşatılır.

 

Karabekirağa Konağı, bazı eklemelere karşın orijinal mimarisini koruyor.*

   YÜZYILLIK KONAK

   Taşova'nın Esençay Kasabasında bulunan Karabekirağa konağı, Dereli Köyünde ki Mustafa Bey Konağı ile Uluköy Kasabasında ki Malkoçoğulları Konağı, bölgenin karakteristik özelliklerini taşıyan örneklerdir. Karabekirağa Konağının Rumî 1308-1309, Miladi 1892-1893 yıllarında yapıldığı tahmin ediliyor. Karabekirağanın amca çocukları Hacı Mehmet Aslan'ın oğlu Bilal Aslan ile Karabekirağanın torunlarından Mustafa Kural, konağın Ermeni ve Rum ustalarca yapıldığını anlatıyorlar. Çam, ardıç ceviz, pelit ve çok azda olsa gürgen ağaçları kullanılarak yapılan konağın duvarları ne yazıkki1952 yılında kerpiçle doldurularak sıvanıyor ve üçüncü katı yıkılıyor. konağın orijinalliği kısmen bozulsa da, kullanılan teknik ve süslemeler, geleneksel karadeniz konakları hakkında bilgi veriyor.

   Konağın yapımında kullanılan ağaçlar, güz mevsiminde kesilip, hava almayacak şekilde ahır güpreliğine gömülüp, bahar mevsimine kadar bekletilmiş. Bahar mevsiminde, sığır gübresinden çıkartılan ağaçlar, belirli bir süre güneş altında bekletilerek yakılmış ve nihayetinde konak yapımında kullanılacak duruma getirilmiş. Ağalar, daha sonra iç öz noktasına kadar baltayla düzgünce yontulmuştur. Ağaçların uzun yıllar dayanmasını sağlayan bu çalışmaya "Öz metodu" deniyor. Karadeniz konaklarına özel bu yöntem, yapıların günümüze kadar ayakta kalmasını sağlamıştır.

   Karabekirağa Konağı, Esençay Kasabasında nesli tükenmiş olan evlerin yegane örneğidir. Bu konağın üç katlı başka bir benzeri ise 1942 depremi ile yıkılarak yok olmuştur.

Karabekirağa konağı direkleri çam, ardıç ağaçlarından yapılarak, ağaçlar özlerinden balta ile yontularak, düzgün dikdörtgen şekli verilmiştir. Direkler toprağa gömülmüş ve büyük taş kaideler üzerine dikilmiştir. Kolonlar yine balta ile düzeltilmiş ve dikdörtgen köşelidir.

Aşevi denilen odada, mutfak dolapları cevizden yapılmış ve yapımında çivi kullanılmamıştır. Konaktaki dikkat çekici el işçiliğine, Karadeniz konaklarının tamamında rastlanır.

Konağın güney cephesinde, dikdörtgen şeklinde yan yana üç pencere yer alır. Bu özelliği ile Doğu Karadeniz ahşap mimarisine çok benzer. Ancak sonradan eklenen bölümler, konağın orijinalliğini bozmaktadır.

   Diğer taraftan konağın batı cephesindeki orijinal pencere yıkılmış, güneşten daha fazla yararlanabilmek amacı ve yine günlük ihtiyaçlara yanıt verebilmesi için, daha büyük olanı yapılmıştır. Batı cephesinin birinci katındaki pencereler ise günümüze kadar gelebilmiştir.

 

 

 

 

Karabekirağa Konağı'nın dolap süslemelerinde iki ağaç kullanılmış, çam ve ceviz.*
 

   Süslemeler:

   Konağın ikinci katındaki aşevinin kapısının süslemesi dikkat çekicidir. Aynı kapı örneğini misafir odasında da görmek mümkün. Bu

kullanılmıştır.

Her iki avlu kapısı da enine ve boyuna dikdörtgen kasaların birbirine geçirilmesi ile yapılmıştır. Büyük bölümlerin içerisine ceviz işlemeli yeni bir kısım yerleştirilerek alanın zenginleştirildiği görülmektedir. Kapı iskeleti ilk bakışta basit geometrik bir düzenle, ahşap süslemenin genel çerçevesini oluşturur. İnce ve uzun dış bükey üçgen çerçevenin ahşap süslemeciliği dikkat çekicidir.

   Konakta kullanılan ahşap oyma sanatı 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyılın başında ki, bölgeye has güzel örneklerini sergiler. Süslemelerin en önemli özelliği ise, çivi kullanılmamış olmasıdır. Geleneksel ve yöresel halı-kilim motiflerinden oluşan süslemeler, ağaçların birbirine sıkıştırılması ve geçirilmesi ile yapılmış, bazı yerlerde gizlenmiş ağaç çivilerinin de kullanılmasına olanak tanımıştır. Genellikle kapı ve dolaplarda kullanılmış olan Karabekirağa konağı süslemeleri çam ve ceviz ağaçlarından yapılmıştır. Konağın pencere kenarı süslemeleri, sade ve gösterişten uzaktır. Bu süsleme diğer köy evlerinin pencerelerinde de sık kullanılmıştır. Yok olamaya doğru giden Karabekirağa konağı, Orta Karadeniz mimarisinin güzel örneklerinden sadece biridir.

Bekirağa Konağı aşevi kapısı Mutfak dolaplarındaki ince süslemeler
Esençay Kasabasındaki geleneksel ev ve pencere örnekleri